Obezite ve Diyabet Hastaları Kanser Risk Grubunda mı?

02 Şubat 2023, Perşembe | Genel Cerrahi
Obezite/Diyabet ve Kanser İlişkisi
Obezite, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından çağımızın salgını olarak tanımlanan ve günümüzde sıklığı giderek artan bir sağlık sorunudur. Obezitenin neden olduğu komplikasyonlar içinde Metabolik Sendrom kapsamında İnsülin direnci ve Diyabet özel bir önem arzeder. Özellikle Obezite/diyabet hastalığı ile kanser gelişimi arasındaki ilişki uzun zamandan beri tıp dünyasının ilgisini çeken bir konu olmuştur.
İnsülin düzeyinin yükselmesi kanser oluşumunu başlatabilir
Obezite hastalarında kanserin daha fazla görülmesi ve risk faktörü oluşturmasının birçok farklı mekanizması söz konusudur. Bunlardan biri, İnsülin drencine neden olarak kan şekerinin kronik olarak yüksek seyretmesi ve kandaki insülin düzeyinin yükselmesidir. Bu yükselme tüm dokularda kanser oluşumunu tetikleyebilir ya da ilerlemesine katkıda bulunabilir. Belli bir doku ya da organa özgü olarak şeker metabolizmasında oluşan değişiklikler de kansere yatkınlığa sebep olmaktadır.
Kilo fazlalığı ve obezite en önemli nedenler arasında
Diyabetli hastalarda metabolize edilemeyen glikoz fazlalığı depo edileceğinden, kilo fazlalığı ve obezite ortaya çıkmaktadır. Obez ve diyabetli hastalarda genellikle çok fazla tıbbi sorun bir arada olduğundan, bu sorunlara yoğunlaşılıp bazı kanser semptomları hak ettiği şekilde değerlendirilmemiş olabiliyor.
Karaciğer ve pankreas kanserine dikkat
Diyabet hastalarında sık rastlanılan kanser tiplerinden biri de karaciğer kanseridir. Diyabetli hastalarda karaciğer yağlanması sık olarak görülür. Karaciğer yağlanması hastalığın bir sürecidir ve ilerlediğinde önce steatohepatit yani karaciğerin kronik iltihabı, sonrasında da siroz ile sonuçlanabilir. Siroz zemininde de karaciğer kanseri görülme ihtimali yüksektir. Pankreas kanseri diyabet hastalarında sık rastlanılan diğer bir kanser türüdür. Risk grubuna girmeyen bir hastada yeni konulan diyabet tanısı, yüzde 15 olguda gizli bir pankreas kanserinin habercisi olabilmektedir. Ayrıca pankreasın nadir tümörlerinden olan glukagonoma, yüksek kan şekeri düzeylerine (diyabet) neden olan bir endokrin doku tümörüdür.
Prostat kanseri görülme riski daha az
Prostat kanserindeki durum ise karaciğer kanserinin tam tersi yönündedir. Diyabetli olan hastalarda prostat kanseri görülme riski normale göre daha az saptanmıştır. Prostat kanserinin gelişimi testosteron hormonuna bağlıdır. Diyabet hastalarındaki erkeklik hormonunda düşüklük olması prostat kanserine yakalanma riskini azaltmaktadır.
Rutin kanser taramaları yapılmalı
Olası kanserlerin engellenmesi için, kilo kontrolü, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz içeren bir yaşam tarzı düzenlemesi önemlidir. Bu durum diyabetin seyrini olumlu etkilemekle birlikte, diyabete bağlı gelişen diğer organ hasarlarını da önlemektedir. Bunu başaramayan ve Endokrinoloji ve Metabolizma uzmanlarının da onay verdiği hastalarda, Bariatrik /Metabolik Cerrahi seçeneği düşünülmelidir. Bu operasyonlar ile, etkili kilo kaybı ve özellikle Tip 2 Diyabet hastalığında tatminkar iyileşmeler sağlanmaktadır. Dolayısıyla da Obezite/Diabet durumunun neden olacağı her türlü komplikasyonun yanında, kanser riskinin de azaltılması sağlanmış olmaktadır.
Ayrıca tüm Obezite/diyabet hastalarında, peryodik sağlık kontrolleri kanser araştırmalarını da içermeli, ayrıca kanser tanısı bilinen diabetli hastalarda da kan şekeri kontrolu en iyi şekilde sağlanmalıdır. Orta ve ileri yaşlarda, obezite ve ailevi risk faktörleri olmadan ortaya çıkan yeni diyabet durumunda ise, titiz bir kanser taraması ihmal edilmemelidir.

Genel Cerrahi
Prof. Dr. Mehmet Rafet YİĞİTBAŞI
Genel Cerrahi Bilgi & Randevu 444 77 99 veya e-randevu hizmetinden yararlanarak iletişime geçebilirsiniz.